Futbol ve düşmanlık

20 Kasım 2008 Perşembe

İşin özü ikisi de bir birine zıt ifadelerdir.
Oysa spor en ilkel saldırgan tutumu bertaraf edebilmenin yolu değilmiydi?
Peki günümüzde bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan bu holigan anlayış ne ister ?
Oyunu görmez, onun asıl derdi rakip takım taraftarlarının bulunduğu tribünlerdir. Orayı adeta bir savaş alanı olarak görür. Rakip takım taraftarlarının varlığı bile onun için kabul edilemezdir. Hiçbir zaman yalnız değildir. Vurucu kırıcı her türlü teçhizata sahiptir. Tuttuğu takıma her koşulda bağlı olduğunu haykıran bir holigan için asıl önemli olan rakip taraftarlarla kavga etmek ve etrafı kırıp dökmektir. Sıradan bir holiganın en ürkütücü yanı ise, bir maçın kazanılması için her yolu meşru görebilmesidir.
Futboldan sadece görsel bir zevk değil, aynı zamanda psikolojik bir tatmin de bekler. Kendisini takımın bir parçası olarak görür. Taraftar psikolojisi çok farklı bir ruh dünyası yaratmaktadır. Bunun sosyal yaşamdaki bazı başarısızlıklarla da ilgisi vardır. Gündelik hayatta başarısız olan birey, toplum içinde kendisine sağlayamadığı statüyü tribünde bağırarak tesis etmeye çalışır.
Araştırmalarda 1950’lerden günümüze “futbol fanatizmi” diye tanımlanan holiganizmin yükselişinin nedenleri şu şekilde sıralanıyor:
1- İşçi sınıfının “kaba” ve “saygın” diye tanımlanan kesimlerinin hem kendi içinde hem de karşılıklı ilişkilerinde görülen yapısal değişimler.
2- Gençlere yönelik “boş zaman pazarı”nın yükselişi.
3- Genç taraftar gruplarının yurt içi ve yurt dışı maçlarına gitme talep ve imkanlarındaki artış.
4- Futbolun yapısal boyutunda ve kulüp – taraftar ilişkilerinde meydana gelen değişiklikler.
5- Kitle iletişim araçlarının yapı ve işleyişindeki hızlı değişim.
6- Tabloid basının yükselişi.
7- Gençlere yönelik işgücü pazarının gerçek anlamda çöküşü.


Futbol fanatizminde şiddeti tetikleyen başlıca unsurlar şöyle sıralanıyor:

1- Gazetelerdeki kışkırtıcı haberler
2- Gazeteci ve Kameramanların tutumu
3- Aşırı alkol kullanımı
4- Tahrik
5- Taraftarları etkileyen bazı politik gruplar
6- Polisin taraftarlara yönelik sert tutumu
7- Bilet satış ve dağıtımının yarattığı sorunlar
8- Statlardaki düzensiz ve eşitsiz yerleşimin yarattığı sorunlar.
Düşmanlıkların son bulması için yapılan spor karşılaşmalarının geldiği son durum maalesef bu.
Evet, biz Resmi Kurumların almış olduğu karar sonucu, Bursa maçına gitmedik bir diğer ifadeyle gidemedik.
Ya gitseydik…
Olabilecekleri tahmin etmek zor olmasa gerek bu nedenle böyle bir karar çıkmış.
Esasında iyide olmuş diyebiliriz.
Ancak; çözüm mü ? Nereye kadar, düşmanlık sürecek.
Bursaspor’un taraftar grubu Teksas’lı kardeşlerimiz henüz bazı şeylerin farkında değil herhalde.
Yapabildikleri; A.Gücü taraftarlarıyla birlikte hareket ederek bir nevi gençliğin verdiği heyecanla macera yaşamaya çalışmak.
Halbuki Beşiktaş camiası dünyanın dört bir yanında bilinen, geçmişte yaptıkları gıpta izlenen büyük bir güce sahiptir.
Bizim durgunluğumuz kimseyi aldatmasın, altında yatan nedenleri ancak bu kavgaları yaşayanlar bilir.
Şu anda bizim gençliğimizin de kanı kıpır kıpır her an bir şeyler yapmaya yaşatmaya müsait olmasına karşın bu arkadaşları devamlı sakin olmaya davet ediyoruz.
Gençlerimiz sadece İstanbul da değil;
Trabzon, Antalya, İzmir, Van, Bursa ve Ankara dahil Ülkemizin her tarafında ve diğer Ülkeler de her şeyi yakından takip ederek tepki gösteriyor.
Yani, bir iki kente sıkışmış bir camia değiliz.
Nereye kadar zapt-edebiliriz doğrusu kimse bilemiyor.
Ola ki; bir olay meydana geldi, hangi taraftan olursa olsun bir kişinin zarar görmesi bizi üzer.
Bursaspor’lu yada Ankaragüç’lü bir kardeşimizin burnunun kanaması beni de yaralar.
Bizler sorumluluk sahibi insanlarız, ağzımızdan çıkacak kelimeleri dikkatli sarf etmek zorundayız.
Herhangi bir şekilde zarar gören bir gencin anne yada babasına ne diyeceğiz arkadaşlar, gözyaşı sadece gözlerden akan tuzlu sudan ibaret değildir, ateş düştüğü yeri yakar.
En yakınımızda duran sonuç ortada; Karşıyaka’lı kardeşimizi ne uğruna kaybettik.
Aksini düşünen varsa; bunun hesabını hem bu dünyada hem de öbür dünyada nasıl vereceğini iyi hesaplamalı; çünkü karşılıksız kalmayacağı aşikardır.

Gelin; Dostluk ve Barış elini uzatalım, kırgınlıkları tartışmaları bir kenara bırakalım. Suçlu aramaktan vazgeçelim.

Hiçbir ana-baba gözyaşı dökmesin.
Yılmaz YILGIN

0 yorum:

 
Hakan Kirezci - Templates para novo blogger