Demo-krasi-yaaaa...

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Şu ellenemezler arasında bir de demokrasi denen bir nane var.

Fikriyata öyle bir yerleşmiş ki arkadaş, hayata dair yola çıkacağımız her daim ilk durak olmak zorunda sanki kendileri.

Diyelim ki bir konuda edeceğimiz iki çift lafımız var ve irili ufaklı bir cemiyette arzedeceğiz ortama doğru.

Doğal Fikir silindirimizin dışına doğru en ufak bir çıkıntı yaptığımızda zıııııııırt!.. Faulu çalıveriyorlar.

Ne oldu hocam?...

Anti-demokratik bir yaklaşım emaresi göstermişiz meğerse de ondanmış gürültü.

Eeee. N'oolmuş göstermişsek? Olmuyo mu o zaman?...

Olmuyoooo..

Abiler; demokrasiye gelmeden bir iki durak önce binsek.. Ordan bazı alcaklarımız vardı; onları da getirelim yanımızda hani biraz çeşit olsun?

Olmuuuyoooooo...

Peki nedir ulan bu demokrasi...

???..!!.***!!!!!!""......"???!!-vızırt.

İşte orda çuvallıyoruz cümbür cemaat.

Şu yaşıma geldim; tıpkı sanat gibi bunun da doğru dürüst bir tanımına rastlamadım arkadaş. Ülkeler demokrasiye geçiyor, yetmedi etrafındakileri de geçiriyor, o da yetmedi uzakta kim var kim yok hepsini geçirmeye çalışıyorlar ama biri çıkıp ta geçtiğimiz şeyin adından gayrı ortak bir noktasını bulup ta biz gariplere anlat(a)mıyor.

Bu durumda her türlü tariften alesta kendimiz bakalım hele bir neymiş şu habire karşısına geçtiğimiz demokrasi dedik ve ucunu teeeee eski yunan da yakaladık.

Şimdiii... Kavram site devletlerin yönetimine ilişkin bir yöntem kısacası. Demişler ki; arkadaşlar, devletimizin yönetimine dair her türlü kararı, kanunu ve saireyi oylayarak alalım. Teklifler gelsin, hepimiz oylayalım, en çok oyu alan öneri kalıcı olsun ve bizi yönetsin. Bunun adına da halk (demo) yönetimi(crasia) diyelim. Eyvallah.. Güzel... Güzel ama her başımız sıkıştığında işi gücü bırakıp cümbür cemaat oy ver sonra bunları say falan zor olur.. O zaman ne yapalım? Şöyle yapalım.Kaç kişiyiz şunun şurasında usta.. Diyelim onbin. Tamamdır. Aramızdan kur'a ile yüz kişi seçelim. Onlar bu işi bizim yerimize yapsın. Böylelikle istatistiki önermelere uygun olarak toplumun 1/100 oranında bir minyatürünü oluşturmuş oluruz. Örneğin onbin kişinin dörtte biri salaksa meclisin de dörtte birinin salak olması ihtimali en yüksektir. Buna benzer tüm toplumsal özellikler aynı oranda meclise yansır ve toplumu oluşturan katman ve kategorilerin temsili adalete uygun olarak sağlanır.

İşte demokrasi budur kardeşim. Sen sonra bunu al, orasını burasını elle, şunu ekle, bunu çıkar, futbolda ki ofsayt kuralına benzet, sonra geç karşısına secde et. Şu anda oluşturulan parlementoların aşağı yukarı mantığı bu. Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir dedikleri aha tam bu işte. Sen bu yöntemin içine baharat misali iyi insan olma hasletlerinden çalıp çalıp ekleyerek tadını artırmaya çalışsan da yemek aynı yemek ve Churchill'in dediği gibi "İnsanların bulduğu yönetim biçimlerinin en az iğrenç olanı". Ama iğrenç işte sonuç olarak. Birde ondan bağımsız olarak sahip olduğumuz erdemleri ona ekleyerek insanların bu pisliği yemeye zorlanmaları daha bir iğrenç, ondan bağımsız olmaları da bir o kadar ayıplanası bir durum olup çıkıyor.

Siyaset bilimci değilim. Peki ne yapalım sorusuna verecek cevabım olmadığı gibi mecburiyetim de yok. Ama bana sunulanı beğenmeme ve zorla kakalanmasına karşı gelme hakkımı kullanarak ve bana ait tüm iyi ve adil insan olma erdemlerimi de saklı tutarak ilan ediyorum ki:

Ben bir anti-demokratım.

0 yorum:

 
Hakan Kirezci - Templates para novo blogger